Nas Suresi: Revizyonlar arasındaki fark

Nurpedia.org - İman ve İslam Hakikatlerine Dair Nur Ansiklopedisi sitesinden
Gezinti kısmına atla Arama kısmına atla
Turker (mesaj | katkılar)
Değişiklik özeti yok
Turker (mesaj | katkılar)
Değişiklik özeti yok
 
1. satır: 1. satır:
[[Kategori:Sureler Hakkında Bilgiler]]
[[Kategori:Sureler Hakkında Bilgiler]]
[[Kategori:Emir İle Başlayan Sureler]]
[[Kategori:Emir İle Başlayan Sureler]]
[[Kategori:Kısar-ı Mufassal Sureleri]]
''Önceki Sure: [[Felak Suresi]] ← [[Kur'an|Kur'ân]]''
''Önceki Sure: [[Felak Suresi]] ← [[Kur'an|Kur'ân]]''



18.14, 24 Aralık 2024 itibarı ile sayfanın şu anki hâli

Önceki Sure: Felak SuresiKur'ân

Bu sureyi Nas suresi okuma sayfasında mealiyle beraber okuyabilirsiniz

İnsan maddesi için İnsan sayfasına, dinin kesin hükmü için Nass sayfasına gidin

Nas (الناس) Suresi Kur'ân-ı Kerim'in 114. ve son suresi olup Felak suresinden sonra gelir. Felak sûresiyle birlikte “muavvizeteyn”, İhlâs ve Felak sûreleriyle birlikte “muavvizât” adını alırlar. Felak ve Nâs sûrelerinin beraber nâzil olduğu konusunda ittifak varsa da Mekkî mi Medenî mi oldukları hususu ihtilâflıdır. Bir hadise göre Resûl-i Ekrem rahatsızlık ânında ve gece yatağına gireceği sırada İhlâs, Felak ve Nâs sûrelerini okuyup avuçlarına üfler ve elleriyle bütün vücudunu sıvazlardı (Buhârî).[1]

Risale-i Nur'da Nas Suresi ve ayetleri hakkındaki dersler:

  • Bediüzzaman'ın bir talebesi Şeytandan istiaze (Allah'a sığınma) hakkında yazılan 13. Lem'a hakkındaki istifadesini yazdığı bir mektupta risalenin başındaki 2 ayet, Felak suresi ve Nas suresinin ayetlerinin toplamının da 13 ederek risalenin ismine ve Fatiha sayılmazsa 113. sure olan Nas suresine tevafuk ettiğinden bahseder.
  • Rumuzat-ı Semaniye risalesinde Nas suresinin harflerindeki bazı nükteler izah edilir. Surede geçen harflerin tekrarlanma sayısı 1'den 12'ye kadar intiizamlı şekilde artarak gider. Kaf 1, he 2, ha 3, ye 4, ra 5, besmele dahil mim 6 (surenin 6 olan ayet sayısına tevafuk eder), vav 7, sakin elif 8, nun 9, sin 10, elif 11 ve lam 12 (İhlas suresininde 12 defa geçen lam'a tevafuk eder) defa geçer. Kur'an'ın son suresi olan Nas suresinin 104 olan harf sayısı 104 suhuf ve enbiya kitabına bakarak Kur'an'ın tüm peygamber sahifelerinin esaslarını içinde topladığını ima eder.

Bilgiler

İsminin Anlamı ve Kaynağı: Adını her âyetinin sonunda yer alan nâs (insanlar) kelimesinden alır.

Diğer İsimleri:

Kur'ân'daki Sırası: 114

Kur'ân'daki Yeri: 30. cüz, 604. sayfa

Mekkî/Medenî: Mekkî/Medenî[1]

Nuzül (İnme) Sırası: 21

Kendisinden Önce Nazil Olan Sure: Felak Suresi

Kendisinden Sonra Nazil Olan Sure: İhlas Suresi

Nuzülü (İnme) Hakkındaki Bilgiler: [1]

Uzunluğu: 0,3 sayfa

Ayet Sayısı: 6

Satır Sayısı: 4

Kelime Sayısı: 20 (Rumuzat-ı Semaniye)[2], 20[3]

Harf Sayısı: 79 (Rumuzat-ı Semaniye)[4], 80[3]

Fasıla Harfleri: Sin

Bölüm (Ayn Durakları) Sayısı: 1

Secde Ayeti: -

Allah lafzı sayısı (Besmele hariç): 1

Rahman ismi sayısı (Besmele dahil): 1

Rahim ismi sayısı (Besmele dahil): 1

Rab ismi sayısı: 1

İçinde Kur'an kelimesi geçen ayetler: -

Hizb-ül Kur'an'da Geçen Ayetler Listesi: Nas Suresindeki Hizb-ül Kur'an Ayetleri (6 ayet) (surenin tamamı alınmıştır)

Bu ayetleri okumak için: Hizb-i Azam-ı Kur'an, Nas Kısmı

Münâcât-ül Kur'an'da İktibas Edilen Ayetler: 1.-3. ve 4.-6. ayetler (6 ayet)

Risale-i Nur'da Geçen Ayet Sayısı: 6 (Bkz. Nas Suresinin Risale-i Nur'da Geçen Ayetleri listesi)

Risale-i Nur'da Tamamı Geçen Ayetler: 1., 2., 3., 4., 5. ve 6. ayetler (Toplam 6 ayet)

Risale-i Nur'da Nerede ve Nasıl Bahsedildiği

On Üçüncü Lem’a’nın on üç işaretle beyanı, Suretü’l-Felak ve Suretü’n-Nâs âyetleriyle

وَقُلْ رَبِّ اَعُوذُ بِكَ مِنْ هَمَزَاتِ الشَّيَاطٖينِ

وَاَعُوذُ بِكَ رَبِّ اَنْ يَحْضُرُونِ

âyetlerinin mecmu-u adedine veya bu iki surenin her birinde okunmakta olan اَعُوذُ بِاللّٰهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجٖيمِ‌ adediyle ve Fatiha başta sayılmazsa yüz on üçüncü sureye tam ve latîf tevafuk ve işaret göstermesi nazar-ı dikkati celbetmektedir. Her işaretin nihayetinde, o işaretteki hakaik, birkaç enseb ve a’lâ kelime ile ifade edilmiştir ki bundan daha kuvvetli beyan olamaz. İhtisasımı, bu işaretlerdeki kelimelerle kısaca arz edeyim.

Birinci İşaret: Şeytanın ve onun şerik ve muînleri olan ehl-i dalaletin şerrinden ancak şeriat-ı Muhammediye (asm) ile âmil ve sünnet-i Ahmediye (asm) ile mütemessik olmakla kurtulmak imkânı olduğunu,

İkinci İşaret: Küfre giren ehl-i dalaletin kemiyeten çokluğunun kıymetsizliğini; şeytan ve avenelerinin tasallutlarına karşı istiaze, istiğfar, hıfz-ı İlahîye iltica ve takva ile sünnet-i seniyeye yapışmaktan başka çare olmadığını,

Üçüncü İşaret: Zahiren cüz’î hata ve isyanla çok büyük tahribat yapmakta olan hizbü’ş-şeytana karşı en kuvvetli kale olan Kur’anî kaleye iltica lâzım geldiğini,

Dördüncü İşaret: مَٓا اَصَابَكَ مِنْ حَسَنَةٍ فَمِنَ اللّٰهِ وَمَٓا اَصَابَكَ مِنْ سَيِّئَةٍ فَمِنْ نَفْسِكَ âyetine bir nevi tefsir mahiyetinde, cüz’î ihtiyar ve icadsız kesb ile şerlere sebebiyet veren şeytanın müthiş tahribatına karşı, istiğfar ve Allah’a iltica ve sünnet-i seniyeye riayet iktiza ettiğini,

Beşinci İşaret: Kur’an-ı Hakîm’in azîm tergib ve teşviklerinin tam yerinde olup ehl-i imanın desais-i şeytaniyeye kapılmaları, imansızlıktan ve imanın zayıflığınden ileri gelmediğini hem günah-ı kebairi işleyenlerin küfre girmediklerinin

فَمَنْ يَعْمَلْ مِثْقَالَ ذَرَّةٍ خَيْرًا يَرَهُ

وَمَنْ يَعْمَلْ مِثْقَالَ ذَرَّةٍ شَرًّا يَرَهُ

iki âyetle sabit olduğunu ve nihayet Cenab-ı Erhamü’r-Râhimîn’in Gafur ve Rahîm isimlerini melce ve tahassungâh yaparak şeytandan istiaze edilmesini,

Altıncı İşaret: Tahayyül-ü küfrü, tasdik-i küfürle iltibas ve tasavvur-u dalaleti, dalaletin tasdiki suretinde gösteren desais-i şeytaniyeden kurtulmak için hakaik-i imaniye ve muhkemat-ı Kur’aniyeye sarılmak ve lümme-i şeytaniyeden gelen desiselere karşı istiaze etmek ve her iki manevî yaraya karşı sünnet-i seniyeyi merhem yapmak icab ettiğini,

Yedinci İşaret: Erkân-ı imaniyeden biri olan kadere tevilsiz iman etmek lâzım olduğunu ve günah-ı kebireyi işleyen mü’min kalabileceğini fakat şeytanların tahribatına karşı Cenab-ı Hakk’ın bin bir isminin tecelli etmekte olduğunu, Ehl-i Sünnet ve Cemaat olan Ehl-i Hak mezhebinden ayrılmamak ve Kur’an’ın çetin ve metin kalesine girerek sünnet-i seniyenin muktezasına tevfik-i hareket eylemekle kurtulmaya muvaffak olunacağını,

Sekizinci İşaret: Küfür ve dalalet yoluna insanların nasıl ihtiyarlarıyla sülûk ettiklerini ve bunların nasıl hayat geçirebildiklerini aliyyü’l-a’lâ bir tarzda ders verdikten sonra, ehl-i iman için Kur’an’ın himayesi altına iman-ı tam ve itikad-ı kâmil ile girmek ve sünnet-i seniyenin daire-i nuraniyesine seve seve dâhil olmaklığın ne kadar güzel olduğunu,

Dokuzuncu İşaret: Hizbullah’ın neden çok defa hizbü’ş-şeytan olan ehl-i dalalete mağlup olduklarını; Medine münafıklarının dalalette ısrar ederek hidayete girmemeleri ve Resul-i Ekrem aleyhissalâtü vesselâmın iki muharebedeki mağlubiyetinin hikmetini beyan ederek o Seyyidü’l-mürselîn’in sünnetine ittiba sayesinde muvakkat acıların geçeceğini,

Onuncu İşaret: İblisin en mühim bir desisesi olarak kendine tabi olanlara kendini inkâr ettirdiğinden, dört misal ile izah etmek suretiyle bahis; ehl-i imana, cin ve ins şeytanlarının şerlerinden, Allah’a iltica etmekle selâmete kavuşulacağını,

On Birinci İşaret: Cirm ve cismi küçük, cürüm ve zulmü büyük, ayb ve zenbi azîm bîçare insanı; kâinatın hiddetinden, mahlukatın nefretinden, mevcudatın öfkesinden kurtarmak için Kur’an-ı Hakîm’in daire-i kudsiyesine girmeye ve sünnet-i seniyeye ittiba eylemeye davet ettiğini,

On İkinci İşaret: Mahdud günahlara cehennemle mukabelenin mahz-ı adalet olduğuna, cehennemin ceza-yı amel, cennetin fazl-ı İlahî ile olduğuna; seyyienin az yazılıp hasenenin çok yazılmasına; ehl-i dalaletin muvaffakıyetlerinin –hâşâ– kendilerinde hakikat olduğuna veya ehl-i hakta zaaf bulunduğuna delâlet etmediğini gösteren dört meraklı suale gayet fasih ve beliğ cevaplar vermek suretiyle, ehl-i imanı رَاْسُ الْحِكْمَةِ مَخَافَةُ اللّٰهِ düsturuna, her türlü saadeti câmi’ olan Kur’an ve Sünnet şahrahına girmeye teşvik ettiğini,

On Üçüncü İşaret: Üç noktasıyla, şeytanın desiselerine müptela olan bîçare insana, hayat-ı diniye, hayat-ı şahsiye ve hayat-ı içtimaiye selâmeti ve sıhhat-i fikir ve istikamet-i nazar ve selâmet-i kalp için muhkemat-ı Kur’aniye mizanlarıyla ve sünnet-i seniye terazileriyle a’mal ve hatıratını tart ve Kur’an’ı ve sünnet-i seniyeyi daima rehber yap ve اَعُوذُ بِاللّٰهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجٖيمِ‌ diyerek Cenab-ı Hakk’a ilticada bulun diye çok kıymetli tavsiyede bulunduğunu ve خِتَامُهُ مِسْكٌ nevinden on üç işaret halinde tefsir olunan Suretü’n-Nâs ve iki âyeti tekrar ile derse nihayet verdiğini, gayet zevkli ve şevkli ve alâkalı bir surette beyan ve ifade eylemektedir.

(Barla Lahikası)


İşte bu on üç işaret, on üç anahtardır. Kur’an-ı Mu’cizü’l-Beyan’ın en âhirki suresi ve اَعُوذُ بِاللّٰهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجٖيمِ ’in mufassalı ve madeni olan

اَسْتَعٖيذُ بِاللّٰهِ بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحٖيمِ

قُلْ اَعُوذُ بِرَبِّ النَّاسِ

مَلِكِ النَّاسِ

اِلٰهِ النَّاسِ

مِنْ شَرِّ الْوَسْوَاسِ الْخَنَّاسِ

الَّذٖى يُوَسْوِسُ فٖى صُدُورِ النَّاسِ

مِنَ الْجِنَّةِ وَ النَّاسِ

suresinin hısn-ı hasîni ve kale-i metininin kapısını o on üç anahtarla aç, gir, selâmeti bul!

سُبْحَانَكَ لَا عِلْمَ لَنَٓا اِلَّا مَا عَلَّمْتَنَٓا اِنَّكَ اَنْتَ الْعَلٖيمُ الْحَكٖيمُ

رَبِّ اَعُوذُ بِكَ مِنْ هَمَزَاتِ الشَّيَاطٖينِ

وَاَعُوذُ بِكَ رَبِّ اَنْ يَحْضُرُونِ

(13. Lema)


Sure-i En-Nâs: Harflerinin birer adet fark ile muntazaman bir'den on ikiye kadar terakki etmesi; mesela ق bir, ه iki, ح üç, ى dört, ر beş,[5] Besmele'deki م ler beraber altı âyetin adedine muvafık olarak م altı, و yedi, (sakin elif) sekiz, ن dokuz,[6] س on, (elif) on bir, ل on iki[7] gelmesi ve Sure-i İhlas'ın on iki ل ına muvafakatı, ateşîn hurufatına bir ışık daha katarlar.

Kur'an'ın âhirki suresi olan Sure-i En-Nâs'ın aded-i hurufatı yüz dört (104) olmakla, yüz dört (104) suhuf ve kütüb-ü enbiyanın adedine tevafuk etmekle, Kur'an-ı Hakîm, umum suhuf-u enbiyanın esaslarını câmi' olduğuna gizli bir îmadır.

Ebcedî hesabıyla şu surenin aded-i hurufatı beş bin beş yüz elliden (5550) bir noksandır. Şu adet Sure-i El-Felak ile Fatiha'nın nısfı olmakla beraber, îma ettiği sırları şimdilik izah edemiyoruz.

...

Fatiha harflerinin latîf tevafukat ve zarif işaretlerinden başka çok letaif-i bedîiyeleri var. Ezcümle:

Sure-i En-Nâs gibi harfleri birer adet farkla bir'den on dokuza kadar terakki ediyorlar.

(Rumuzat-ı Semaniye)


Suretü'n-Nas hurufatı tekerrür noktasında gayet muntazam 1'den 12'ye kadar terakki ediyor. Mesela: ق 1, ه 2, ح 3, ى 4, ر 5, م 6, و 7, ن 9, س 10, Elif 11, ل Sure-i İhlas'ın lâmı gibi 12 olması muntazam bir letafeti gösteriyor. Kur'an'ın şu en âhir suresinin hurufatı 104 olmakla, suhuf ve kütüb-ü enbiyanın 104 adedine tevafuku; Kur'an-ı Hakîm suhuf ve kütüb-ü enbiyanın esaslarını câmi' olduğuna en âhirki surenin hurufatıyla gizli bir îma ettiğini gösteriyor.

(Rumuzat-ı Semaniye)


Fakat çendan insan bütün esmaya mazhardır fakat kâinatın tenevvüünü ve melaikenin ihtilaf-ı ibadatını intac eden tenevvü-ü esma, insanların dahi bir derece tenevvüüne sebep olmuştur. Enbiyanın ayrı ayrı şeriatları, evliyanın başka başka tarîkatları, asfiyanın çeşit çeşit meşrepleri şu sırdan neş’et etmiştir. Mesela İsa aleyhisselâm, sair esma ile beraber Kadîr ismi onda daha galiptir. Ehl-i aşkta Vedud ismi ve ehl-i tefekkürde Hakîm ismi daha ziyade hâkimdir.

İşte nasıl eğer bir adam hem hoca hem zabit hem adliye kâtibi hem mülkiye müfettişi olsa onun her bir dairede birer nisbeti, birer vazifesi, birer hizmeti, birer maaşı, birer mes’uliyeti, birer terakkiyatı ve muvaffakıyetsizliğine sebep birer düşman ve rakipleri oluyor. Ve padişaha karşı çok unvanlarla görünüyor ve görür. Ve çok lisanlarla ondan meded ister. Ve âmirinin çok unvanlarına müracaat eder. Ve düşmanların şerrinden kurtulmak için muavenetini çok suretlerle talep eder.

Öyle de çok esmaya mazhar ve çok vazifelerle mükellef ve çok düşmanlara müptela olan insan; münâcatında, istiazesinde çok isimleri zikreder. Nasıl ki nev-i insanın medar-ı fahri ve elhak en hakiki insan-ı kâmil olan Muhammed-i Arabî aleyhissalâtü vesselâm, Cevşenü’l-Kebir namındaki münâcatında bin bir ismiyle dua ediyor; ateşten istiaze ediyor. İşte şu sırdandır ki sure-i

قُلْ اَعُوذُ بِرَبِّ النَّاسِ

مَلِكِ النَّاسِ

اِلٰهِ النَّاسِ

مِنْ شَرِّ الْوَسْوَاسِ الْخَنَّاسِ

de üç unvan ile istiazeyi emrediyor ve بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحٖيمِ de üç ismiyle istianeyi gösteriyor.

(24. Söz)

Risale-i Nur'daki Diğer Alakalı Yerler

İlgili Resimler/Fotoğraflar

Ayetlerdeki Kelime ve Harf Sayıları

Nas Suresinin Ayetlerindeki Kelime ve Harf Sayısı[3]
Genel Ayet No Sure No Sure Ayet No Kelime Sayısı Harf Sayısı
6231 114 1 4 14
6232 114 2 2 8
6233 114 3 2 8
6234 114 4 4 17
6235 114 5 5 20
6236 114 6 3 13
Toplam - 6 20 80

İlgili Maddeler/Sayfalar

İlgili Kategoriler

Kaynakça

  1. 1,0 1,1 1,2 https://islamansiklopedisi.org.tr/nas-suresi
  2. https://nurpedia.org/wiki/Risale:29._Mektubun_8._K%C4%B1sm%C4%B1_(Rumuzat-%C4%B1_Semaniye)#Birinci_Par%C3%A7as%C4%B1
  3. 3,0 3,1 3,2 https://binimad.com/wp-content/uploads/2020/11/Letters-and-Word-Count-of-The-Entire-Quran.pdf
  4. https://nurpedia.org/wiki/Risale:29._Mektubun_8._K%C4%B1sm%C4%B1_(Rumuzat-%C4%B1_Semaniye)#Birinci_Par%C3%A7as%C4%B1
  5. شَرِّ deki ر bir olmak cihetiyledir.
  6. اَلْخَنَّاسِ daki nun ن bir sayılsa, اَلْجِنَّةِ deki iki sayılsa dokuz olur. Yoksa (sakin elif) gibi sekiz veya س gibi on olur.
  7. اَلَّذٖى de lâm bir sayılsa on ikidir, iki sayılsa on üç olur.